11 Mart 2022, 0:10
Donatello
Yönetici

Türkiye’nin İlk Yerleşim Yerlerinin Özellikleri

Türkiye’nin ilk yerleşim yerlerinden bazılarının özellikleri

Çayönü (Diyarbakır)

Çayönü, tahıl ve evcilleştirmeye dayalı köy hayatının en eski örneklerindendir. Günümüz uygarlığının da önemli bir basamağını oluşturmaktadır. Çayönü yerleşmesinde buğday, mercimekgiller gibi bitkilerin tarıma alınmış, koyun ve keçi evcilleştirilmiştir.

Bölgenin en önemli özelliği avcı–toplayıcı toplulukların yerleşik hayata geçişinin yaşandığı yer olmasıdır. M.Ö. 6000’lere gelindiğinde Çayönü‘nde yaşayan herkes kendi yiyeceğini tarımdan elde edebiliyordu.

Çayönü‘nde çok sayıda küçük alet ve eser bulunmuştur. En sık av hayvanlarının kemiklerinden iğneler, saplar, oraklar çengeller ve boncuk, halka, düğme, basit kaplar ortaya çıkarılmıştır. Çayönü İnsanı, dünyanın başlıca yerlerinden 2 bin yıl önce bakırı işleyerek alet yapmayı başarmıştır.



Hacılar (Burdur)

Batı Anadolu’nun bilinen en eski yerleşimidir. Hacılar kazılarında bulunan yapılar, kare veya dikdörtgen planlıdır. Yapılar taş temel üzerine kerpiç ile inşa edilmiştir. Bu yapısı ile Hacılar bir kent görünümündedir.

İnsanlar avcı-toplayacılıktan yerleşik düzene geçmiştir. Yapılan kazılarında bulunan kömürleşmiş arpa ve buğday tanelerinden, burada yaşayan halkın tarımla uğraştığı belirlenmiştir.

Hacılar‘da bulunan en önemli aletlerin başında boyalı çanak çömlek gelmektedir. Hacılar seramiklerinin en önemli özelliği herhangi bir üretim aracı kullanılmadan, el ile biçimlendirilmiş olmasıdır. Kırmızı renkte olan ve üzerinde geometrik figürler olan bu çanak, çömlekler arkeolojide önemli bir yer tutmaktadır. Hacılar‘da ayrıca taş aletlerin yanında bakır da kullanılmaya başlanmıştır.



Alişar (Yozgat)

30 metre yüksekliği ile Anadolu’nun büyük höyüklerinden biridir.  Höyüğün ilk kuruluşundaki hali basit bir köy görünümündedir. Bundan sonraki devirlerde şehrin iç kalesi olduğu, evlerin belirli bir plana göre yapıldığı görülür. Bu devirde şehir surla çevrilmiştir. Mezopotamya ile kültür alış verişinin bu devirde başladığı anlaşılmaktadır.

MÖ 2000-1500 yılları arasında Alişar büyük bir şehir hüviyetine bürünmüştür. Şehir, geniş planlı kale kapıları, yeraltı yolları ve yer yer kulelerle kuvvetlendirilerek savunmalı bir hale getirilmiştir.

Beşinci devirde Alişar’da, Hitit-Frig Kültürü görülür. Artık bu devirden sonra alt şehir önemini kaybetmiştir. Frig devrinden sonra önemini iyice kaybeden Alişar; Helenistik çağ, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerini yaşamışsa da bu devirlerden söz edilebilecek önemli izler yoktur.

Limantepe (İzmir)

Batı Anadolu’nun en uzun süreli yerleşim merkezlerinden birisidir. Bugüne kadar yürütülen çalışmalar sonucunda Limantepe’de en eski kültür olarak Kalkolitik Çağ tespit edilmiştir. Kalkolitik Çağ, maden endüstrisini hazırlayan ve bu nedenle de ekonomik açıdan önem taşıyan bir dönemdir. Bu dönem Limantepe’de ana toprağın hemen üzerinde açığa çıkarılmıştır.



Limantepe Ege Bölgesinde bulunan en eski yapay liman olma özelliğine de sahiptir. Gerçekleştirilen su altı kazılarında Limantepe‘de kullanılan liman keşfedilmiştir. Yine su altı araştırmalarında bölgede aynı yıllara ait batmış bir ticaret gemisi bulunmuştur.

Yumuktepe (Mersin)

Tanıklık ettiği binlerce yıl boyunca sayısız sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve teknolojik değişikliğe şahit olmuştur. İlk çalışmalar ile höyüğün 33 yerleşim katına sahip olduğu anlaşılmıştır.

Yapılan kazılarda erken neolotik döneme ait binalar, opsidyen aletler, seramik parçaları keşfedilmiştir. Yumuktepe‘de ayrıca şehri korumak için inşa edilmiş bir sur bulunmaktadır. Höyük Son Kalkolitik dönemde savunma duvarlarıyla çevrili köy tipi yerleşime geçilmiştir.

Askerlerin oturduğu sura bitişik evlerde fırın, yerel kaplar, temellerin altında seramik ve özel eşyalı mezarlar vardır. Bıçak, mızrak, mühür, kadın heykelciği, ayaklı kadeh ve gaga ağızlı testicikler bulunmuştur. Sur duvarları testere biçimindedir. En üst katlarda ise Bizans dönemi eserleri ve yapıları bulunmuştur.



Yumuktepe Höyüğünde çıkarılan eserler Mersin Müzesinde sergilenmektedir.

Aslantepe (Malatya)

Doğu Anadolu’nun en büyük höyüklerinden birisidir. Gerçekleştirilen kazılarda, Arslantepe, tarihi boyunca değişik zamanlarda değişik alanlarda bölgeyi kontrol etmiş büyük bir merkez olduğu ortaya çıkmıştır. Höyükte bulunan çok sayıda mühür, bölge ticaretinin Arslantepe‘den yönetildiğini gösterir.

Asur istilasına kadar yerleşim yeri olarak varlığını sürdüren Arslantepe daha sonra bir süreliğine terk edilmiş, Roma Dönemi köyü olarak kullanılmış ve daha sonra Bizans Mezarlığı olarak yerleşimini tamamlamıştır.

Arslantepe‘nin en önemli özelliği, Anadolu’da kurulmuş ilk şehir devleti yapılanmasının görüldüğü yerleşim olmasıdır. Arslantepe höyüğü, dünyanın en eski kral mezarı ve en eski kılıçları gibi çok sayıda tarihi objeye ev sahipliği yapıyor.



Bir önceki yazımız olan El Sanatlarının İletişimde Rolü Nedir? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.


HIZLI CEVAP YAZ

Yazıyla İlgili Fikirleriniz:

Forum DirilişYasal Uyarı
Sitemizde bulunan tüm yazılar, konular, içerikler yol gösterici nitelikte genel bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır.