23 Aralık 2024, 22:23
can
Yönetici

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 124-126-127-128-129. Sayfa Cevapları Yıldırım Yayınları

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 124-126-127-128-129 Yıldırım Yayınları etkinlik cevaplarını sizler için hazırladık.

“Atasözleri Üzerine” Metni Etkinlik Cevapları 6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Yıldırım Yayınları


6. Sınıf Yıldırım Yayınları Türkçe Ders Kitabı 124-126-127-128-129. Sayfa Cevapları

6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 124. Sayfa Cevapları Yıldırım Yayınları

Metne Hazırlanalım



Yazılı ve sözlü anlatımlarda atasözü ve deyimlerden nasıl faydalanırsınız?

Cevap: Atasözü ve deyimler, anlatmak istediğim konuyu veya düşünceyi daha kısa ve etkili şekilde söylememi sağlar.


Atasözü ve deyimlerin ortak özelliği nedir?



Cevap:

Atasözleri ve deyimleri kimin söylediği belli değildir.

Toplumun ortak malıdır.

Atasözleri ve deyimler, kalıplaşmış ifadelerdir.



Sözcüklerin yerine başka sözcükler getirilemez.

Atasözleri ve deyimler, tecrübeler sonucunda elde edilmişlerdir.


Aşağıdaki bir atasözü simgelerle anlatılmıştır. Simgelerden hareketle bu atasözünü bulup noktalı yerlere yazınız.

Cevap:



6. sınıf türkçe ders kitabı sayfa 124 cevapları yıldırım yayınları

Aşağıdaki atasözünü simgelerle anlatmayı deneyiniz.

Güneş girmeyen eve doktor girer.

Cevap:



güneş girmeyen eve doktor girer

Okuyalım

“Atasözleri Üzerine” başlıklı metni noktalama işaretlerine dikkat ederek sessiz okuyunuz. Okuma sırasında defterinize metnin içeriğiyle ilgili sorular yazınız ve bu soruları arkadaşlarınıza sorunuz.

Cevap:

Sorularım:



Atasözleri hep öğüt vermeyi mi amaçlar?

Her toplumun kendine göre atasözü var mıdır?

Aşağıdaki atasözlerini okuyunuz ve kendi yaşantınızdan bu sözlerin anlamına uygun örnekler yazınız.

Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma.



Cevap: Babam, bakkal çalıştırıyor ve genellikle sabah 7.00 gibi dükkanını açıyor. Geçen gün uykusu kaçmış ve gidip dükkanı açayım diye düşünmüş. O gün sabah saat 6 gibi dükkanını açmış ve çok satış yapmış. İşe gidenler, çevre temizlikçileri sürekli bir şeyler almış. Babam bundan sonra sabah 6.00 da dükkanı açacakmış.

Bin ölçüp bir biçmeli.

Cevap: Ben evde babama yardım ederken her zaman bu atasözüne göre hareket etmemiz gerektiğini söylüyorum. Oysa babam ben biliyorum merak etme diyor. Geçen gün soba kurarken yine aynı şey başımıza geldi. Ben babama kaç boru kullanacağımızı önce hesap edelim ona göre sobayı daha kolay kurarız dedim. Babam her zamanki gibi bana “Ben her sene kuruyorum, biliyorum” dedi. Soba kurmaya başladık ve bir boru eksik kaldı. Yeni boru almak için kurduğumuz sobayı yeniden sökmek zorunda  kaldık. Çünkü borular devrilebilirdi. Babama “Gördün mü baba?” dedim. “Haklısın oğlum bin ölçüp, bir biçmeli” dedi.


6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 126. Sayfa Cevapları Yıldırım Yayınları

Sözcük Çalışması



Aşağıda harfleri karışık olarak verilen sözcük ve sözcük gruplarını karşılarındaki anlamlarından yararlanarak bulunuz.

Cevap:

6. sınıf türkçe ders kitabı sayfa 126 cevapları yıldırım yayınları

Anlayalım, Yorumlayalım

Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız.



1.Yazar, birinci paragrafta neyle ilgili bir tanımlama yapmıştır?

Cevap: Birinci paragrafta atasözleriyle ilgili bir tanımlama yapmıştır.

2. Deyimle atasözünün ortak özelliği nedir?

Cevap: Kalıplaşmış olmalarıdır.

3. Neden atasözlerinin sözcükleri değiştirilip bunların yerine aynı anlama gelen başka sözcükler konulamaz ve söz dizimi bozulamaz?

Cevap: Değerini ve güzelliğini yitireceği için atasözü olmaktan çıkar. Bu nedenle başka sözcük konulamaz.

4. Bazı atasözlerinin bölgelere göre değişik biçimler almasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Cevap: Bazı bölgelerde kullanılan sözcüklerin anlamları başka bölgelerde başka  anlamlara gelebilmektedir. Örneğin, incir  meyvesine bazı bölgelerde yemiş denmektedir.

5. Atasözleri nasıl ortaya çıkmış ve bugünlere kadar gelebilmiştir?

Cevap: Atasözleri önce bir tek kişi tarafından ortaya atılmıştır. İnsanlar onu benimseyip kullanmış, kullanırken de üzerinde kendilerine göre değişiklikler yapmışlardır. Bu da atasözünün kendine özgü bir biçim almasını sağlamış ve onu zamanla kalıplaştırmıştır. Böylece her atasözü yüzyıllarca söylene söylene bugünlere gelmiştir.

Metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir? İlgili kutucuğu işaretleyiniz

Cevap:

Yazar, atasözlerinin özelliklerini ifade edebilmek için hangi görüşleri ileri sürmüştür? Metnin içeriğinden hareketle belirtiniz.

Cevap: Yazar, atasözlerinin uzun deneme ve gözlemlere dayandığını, öğüt veren kalıplaşmış sözler olduğunu, kamuca benimsenmiş olmalarını, kısa ve özlü olmalarını, sözcüklerin değiştirilemez olduğunu, söyleyenin belli olmadığı gibi özelliklerini ileri sürmüştür.


6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 127. Sayfa Cevapları Yıldırım Yayınları

Metnin konusundan ve ileri sürülen görüşlerden hareketle metinde asıl anlatılmak isteneni bir cümleyle yazınız.

Cevap: Atasözleri, uzun uzun söylenmesi gereken sözleri kısa ve etkili şekilde söylememizi sağlayan halkın benimsediği sözlerdir.

Söz Varlığımız

Aşağıdaki atasözlerini inceleyiniz. Atasözlerindeki yanlış kullanılmış altı çizili sözcüklerin yerine örnekteki gibi doğrularını yazınız.

Cevap:

Aşağıdaki atasözünde geçen “ağaç, gül, diken” sözcüklerinin anlamlarını atasözünün bağlamından hareketle açıklayınız.

Cevap:

Bir ağaçta gülde biter, diken de.

Ağaç: Aile
Gül: İyi insan
Diken: Kötü insan

Aşağıda verilen atasözlerinden benzer anlam taşıyanları örnekteki gibi eşleştiriniz.

Cevap:

6. sınıf türkçe ders kitabı sayfa 127 cevapları yıldırım yayınları


6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 128. Sayfa Cevapları Yıldırım Yayınları

Aşağıdaki dizelerde geçen “Beşiktaş, koku, vapur” adlarının özelliklerini belirleyerek ilgili kutucukları işaretleyiniz.

Cevap:

Aşağıdaki dizeleri okuyunuz. Dizelerdeki altı çizili sözcüklerden uygun olanları kullanarak cümleleri tamamlayınız.

Aşağıdaki özel ad türlerine birer örnek veriniz.

Cevap:

6. sınıf türkçe ders kitabı sayfa 128 cevapları yıldırım yayınları

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” atasözünün anlamını atasözleri ve deyimler sözlüğünden araştırınız. Bu atasözünde ifade edilen düşüncenin günümüzde geçerli olup olmadığını düşününüz. Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız ve onları düşüncenize katılmaları için ikna etmeye çalışınız.

Cevap: “Birçok kimse, kendilerine kötülüğü dokunmayan kişiye ilişmek istemez” anlamında kullanılan bir söz.

Bu düşünce tarzı günümüzde devam etmektedir. İnsanlar kendi başları ağrımasın diye, şayet kendilerine zarar vermiyor ise başka insanlara ilişmek istemezler. Bir insanın başka insanlara zararı varsa ve bu zarar kendine gelmiyorsa susmayı tercih etmektedir.


6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 129. Sayfa Cevapları Yıldırım Yayınları

Düşünelim, Yazalım

Aşağıda “Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur.” atasözünün ortaya çıkışı ile ilgili bir hikâye verilmiştir. Siz de bu hikâyeyi okuduktan sonra defterinize istediğiniz bir atasözünün hikâyesini yazınız.

DOST

(…)
Bir zamanlar bir baba ile oğul yaşarmış. Oğlanın annesi yıllar öncesinden Hakk’ın rahmetine kavuştuğundan adam, oğluna hem babalık etmiş hem analık.
Gel zaman git zaman baba kocamış. (…) İnsanlar işte o yaşlarda, ömürlerinin sonuna doğru, benden sonra ne olur bu dünyanın hâli diye kendi kendilerine sorarlar: Benden sonra çocuklarıma ne olacak? Onlara kim sahip çıkacak? Ve daha nice sorular…
Bizim kahramanımız da bunları düşündükçe kaygılanırmış. “Allah’ım,” dermiş. “Oğlum yapayalnız ne yapacak bu dünyada? Tamam, küçük de olsa oturacak evi var. Ambar dolu. Bir tarla da bırakıyorum. Çiftini sürsün, ekimini yapsın, mahsulü kaldırıp yesin.” İşte bunları düşünürken birdenbire aklına gelmiş. “Yahu” demiş, “Adam adama gerek olmasa her biri bir dağ başında olurdu. Ben ölünce bu çocuk yalnız başına ne yapar?” “Dur” demiş, “Akşam olsun da şu oğlana bazı şeyler sorayım.”
Akşam olmuş. Oğlan eve gelmiş. Birlikte yemek yemişler. Oğlanı karşısına almış:
“Oğlum, bugün düşünüyordum da aklıma geldi. Sana bir şey sormak istiyorum.”
“Sor babacığım, ne istersen sor.” demiş oğlu.
“Evladım, biliyorsun benim bir ayağım çukurda. Yarın bir gün dönülmez yerlere gideceğim. Ama aklım sende kalacak. O yüzden sana şimdi bazı sorular soracağım.”
“Dostun var mı oğlum?”
“Hiç olmaz mı baba!”
“Kaç dostun var peki oğlum?”
“Çok dostum var baba.”
“Bana sayı olarak söyle oğlum.”
Çocuk, babama bin dostum var, diyeyim de gönlü rahat olsun diye geçirmiş içinden ve bin yanıtını vermiş.
Babası yeniden sormuş:
“Ya düşmanın?”
Çocuk düşünmüş düşünmüş, aklına sadece bir düşmanı gelmiş.
“Bir düşmanım var, baba.” demiş.
O zaman yaşlı adam şöyle demiş:
“Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur.”

Cevap:

Damlaya Damlaya Göl Olur

Anadolu’nun su kaynaklarının sınırlı olduğu bölgelerinde, suyun damlalar halinde birikmesi ve sonunda büyük bir su birikintisi oluşturması gözlemlenmiştir. Bu fiziksel gerçeklik, sabır ve istikrarın büyük işler başarmadaki önemine vurgu yapar. Tarım toplumlarında suyun ve yağmurun ne kadar değerli olduğu düşünüldüğünde, bu atasözü suyun biriktirilip kullanılması gerektiğine dair önemli bir ders verir.

Araştıralım Hazırlanalım

“Masallarımızın, kültürümüzdeki yeri ve önemi” hakkında araştırma yapınız.

Cevap:

Masallar, toplumların değer yargılarını, ahlaki ilkelerini ve erdem anlayışını nesilden nesile aktarmak için önemli bir araçtır. Türk masallarında genellikle iyi-kötü, doğru-yanlış gibi ikilikler üzerinden anlatılar kurulur. Kahramanlar, iyi niyetli, cesur ve adaletli insanlar olarak tasvir edilirken, kötü karakterler ise hilekâr, bencil ve zalimdir. Masallar, çocuklara doğruluğu, iyiliği, cesareti ve fedakârlığı öğretirken, kötü davranışların sonuçlarının olacağı mesajını da verir.

Beğendiğiniz bir masalı sınıfta anlatmak üzere öğreniniz.

Cevap:

Çoban ile Komşusu Masalı

Bir zamanlar, küçük ve sevimli bir kasabada yaşayan bir çoban ve ailesi mutlu mesut yaşarlarmış. Çoban, ailesinin ve hayvanlarının su ihtiyacını karşılayabilmek için komşusundan bir su deposu satın almış.

Çoban, yıllar sonra bir su deposu sahibi olduğu için çok sevinmiş ve ertesi gün sabah uyandığı gibi hayvanlarına su vermek için, hayvanlarını ve su kovasını alıp deponun başına gitmiş. Ancak, deponun eski sahibi kurnaz bir adammış. Çoban, deponun başına geldiğinde komşusu, bahçıvanın depodan su almasına izin vermemiş. Komşusu, çobana sadece depoyu sattığını, suyu satmadığını söylemiş ve bu yüzden çobanın suyu alma hakkı olmadığını iddia etmiş.

Çoban, bu duruma çok üzülmüş ve meseleyi kasabanın yaşlı bilgesine götürmeye karar vermiş. Yaşlı bilge, iki tarafı dinledikten sonra komşuya dönüp, “Haklısın! Sen depoyu satmışsın, suyu satmamışsın, o halde suyunu depodan çıkar, çoban da depoyu kullanabilsin,” demiş.

Kurnaz komşu, suyu depodan çekemeyeceğini anlayınca, sorun çıkarmaktan vazgeçmiş. Komşu, çobandan özür dilemiş ve çoban, ailesi ve hayvanları için suyu rahatça kullanabilmiş ve kasabada huzur içinde yaşamaya devam etmişler.

Bu masalın ana fikri, dürüstlük ve adaletin önemini vurguluyor. Komşu, su deposunu satarken dürüst davranmamış ve çobanın hakkını gasp etmeye çalışmıştır. Ancak, yaşlı bilgenin adil kararı sayesinde, çoban hakkını almış ve komşusu hatasını kabul etmiştir. Bu hikaye, dürüst ve adil olmanın, uzun vadede huzur ve mutluluğa yol açacağını anlatıyor.


Bir önceki yazımız olan veya sonraki başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

HIZLI CEVAP YAZ

Forum DirilişYasal Uyarı
İçerik Bilgisi
Forum diriliş Diriliş | Diriliş Forumu
Sitemizde bulunan tüm yazılar, konular, içerikler yol gösterici nitelikte genel bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır.