25 Aralık 2024, 12:42 |
6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 156-160-161-162-163-164. Sayfa Cevapları Yıldırım Yayınları6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 156-160-161-162-163-164. Sayfa Cevapları Yıldırım Yayınları etkinlik cevaplarını sizler için hazırladık. 5. Tema Sanat: “Ölümsüzleşen Bahçe” Etkinlik Cevapları 6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Yıldırım Yayınları 6. Sınıf Yıldırım Yayınları Türkçe Ders Kitabı Sayfa 156-160-161-162-163-164 Cevaplarıİçindekiler
6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 156. Sayfa Cevapları Yıldırım YayınlarıMetne HazırlanalımAşağıdaki ifadede noktalı yere yazılması gereken kişinin adını verilen bilgiden yararlanarak arkadaşlarınızla belirleyiniz. Cevap: Mimar Sinan Süleymaniye Camii’ni bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Ustalık eseri olarak saydığı Selimiye Camii’ni tamamladığında ise yaşı 86 olmuştu. 6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 160. Sayfa Cevapları Yıldırım YayınlarıSözcük ÇalışmasıAşağıdaki bulmacayı ipuçlarından ve sözcüklerin sözlük anlamlarından yararlanarak çözünüz. Cevap: 6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 161. Sayfa Cevapları Yıldırım YayınlarıAnlayalım, YorumlayalımAşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız. 1) Mimar Sinan’dan kendisi için bir cami yapmasını isteyen padişah kimdir? Cevap: II. Selim’dir. 2) Caminin yapılacağı tepedeki bahçenin özellikleri nelerdir? Cevap: Meriç Ovası’nı bir uçtan bir uca görmesidir. 3) Selim Dede’nin bahçesini vermemesinin sebepleri nelerdir? Cevap: Selim Dede, ömrünü vermişti bu bahçeye. Hiç çocukları da olmamıştı. Ölen karısı ile ilk evlendikleri gün diktikleri bir elma ağacı vardır. Bu ağacı çocukları yerine koymuşlardı. Üstelik bu bahçe çocuklarla dolup taşıyordu. Bu bahçeden elde ettiği sebzeler ile geçimini sağlıyordu. Bahçenin manevi değeri çok fazlaydı bu nedenlerle bahçeyi vermek istemiyordu. 4) Selim Dede, Mimar Sinan’ın hangi sözü üzerine bahçeyi vermeye razı olur? Cevap: Mimar Sinan Selim Dedeye “ben de olsam bu bahçeyi vermezdim ama ölümsüzleştirirdim” sözü üzerine bahçeyi vermeye ikna olmuştur. 5) Selim Dede’nin camiyi gezerken duygulanmasının sebebi nedir? Cevap: Caminin mahfilinin çini süslemeleri Selim Dede’nin bahçesine benzemesinden, bahçesindeki elma ağacının da desenlerinin orada yer almasından dolayı duygulanmıştır. Mimar Sinan’ın hangi davranışı onun adil ve dürüst olduğunu göstermektedir? Metnin içeriğinden hareketle açıklayınız. Cevap: Selim Dede Mimar Sinan’a “Sen olsan böyle bir bahçeyi verir miydin?” diye sorunca “Hayır, ben de olsam vermezdim.” demesi onun adil ve dürüst olduğunu göstermektedir. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki ifadeleri koşul-sonuç anlamı olacak şekilde tamamlayınız. Cevap: Yöneticiler ne yaptılarsa Selim Dede’yi ikna edemediler. Benim yerimde olsaydın ey koca mimar, elinle oluşturduğun bu bahçeyi kıyıp verebilir miydin? Bahçeyi vermekte bunca gecikmeseydim keşke! diyordu içinden. Söz VarlığımızOkuduğunuz metinden yararlanarak noktalı yerlere cümlelerdeki altı çizili adları niteleyen, belirten uygun sözcükler getiriniz. Cevap: Karısıyla birlikte dikmişlerdi bu ağacı. Elma ağacı, meyveleriyle sürüyle çocuğu mutlu etmişti. Selim Dede beş uzun yıl sabırla bekledi. Selim Dede mor sümbüllerini hemen tanıdı. Selim Dede’ye geniş bir ev verdiler. Hangi bahçe sizin? Az daha yakınlaşınca biricik elma ağacını gördü. 6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 162. Sayfa Cevapları Yıldırım YayınlarıAşağıdaki paragrafta koyu yazılmış adları durum, biçim, renk, sayı yönünden niteleyen ya da belirten sözcükleri belirleyiniz ve bu sözcüklerin altını çiziniz. Cevap: Ak sakallı mimarbaşı, bir sabah erkenden iki baştan birer katırın taşıdığı üstü deri kaplı kubbeli bir çadırı andıran tahtırevanıyla yokuşu tırmandı. Tahtırevanın iki yanında iki sıralı kollukçular, elde kılıç gidiyordu. Süslü giysili bir seyis de katırları yediyordu. Selim Dede, tahtırevanın bahçesinin önünde durduğunu görünce heyecanlandı. Padişah geldi sandı. Sırtını verdiği elmanın dibinde ayağa kalktı. Gelen mimardı. Ak sakallı yaşlı mimarı saygıyla karşıladı. Sinan, kollukçuları dışarıda tahtırevanın başında bırakmış, Dede’nin yanına yalnız başına gelmişti. Selam vererek toprağa çöktü. Selim Dede de oturdu. Bir süre ikisi de konuşmadı. Cıvıldaşan kuşların sesini dinlediler. Sessizliği Sinan bozdu: Altını çizdiğiniz sözcüklerin metnin anlamına olan katkısını yazınız. Cevap: Altı çizili sözcükler kendilerinden önce geldikleri isimleri ya nitelemiş ya da işaret, sayı, belirsizlik gibi yönlerden belirtmiştir. Varlıkların durumlarını, biçimlerini, renklerini bildiren; sayılarını belirten, belirli özelliklerini soran ve varlıkları işaret ederek gösteren; kimi zaman da belirttiği varlıklar hakkında kesin bilgi vermeyen sözcüklere sıfat (ön ad) denir. Sıfatlar, cümlede adlardan önce gelir. Adları niteler veya onların özelliklerini belirtir. Aşağıdaki cümleleri kutucuklarda verilen sıfatlardan uygun olanlarla tamamlayınız. Bu sıfatları cevap verdiği soruların karşılarına yazınız. renk renk on bir bu dillere destan birçok biraz Cevap: Selim Dede’nin bahçesinde renk renk laleler yetişiyordu. Nasıl?: Renk renk, dillere destan Ne kadar?: Biraz Hangi?: Bu Kaç?: On bir 6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 163. Sayfa Cevapları Yıldırım YayınlarıAkrabalık adı olan sözcükler (teyze, dayı, amca) küçük harfle başladığı hâlde “Selim Dede” yazarken “Dede” ifadesinde “Dede” sözcüğü neden büyük harfle başlamıştır? Bu sorunun cevabını TDK Yazım Kılavuzu’ndan araştırıp öğreniniz. Cevap: Akrabalık adı olup lakap veya ünvan olarak kullanılan kelimeler büyük harfle başlar: Baba Gündüz, Dayı Kemal, Hala Sultan, Nene Hatun; Gül Baba, Susuz Dede, Telli Baba vb. Konuşalım, AnlatalımMetinde geçen aşağıdaki sözcük ve sözcük gruplarını kullanarak “Mimar olsaydım…” konulu bir konuşma yapınız. tasarım-eser-ölümsüzleştirmek-ülke-arı gibi çalışmak-yapı-padişah-çini Cevap: Değerli Arkadaşlar, Bugün sizlere “Mimar olsaydım…” başlıklı bir konuşma yapmak istiyorum. Eğer bir mimar olsaydım, yalnızca estetik kaygılarla yapılar inşa etmekle kalmaz, aynı zamanda insanlığa kalıcı eserler bırakmak isterdim. Mimar olmak, bir anlamda tarihe ve topluma bir iz bırakmak demektir. Tasarım süreci, bu izlerin atıldığı ilk adımdır. Her tasarımımda sadece modern değil, geçmişin derin izlerini de taşıyan yapılar yaratmaya çalışırdım. Eserler, insanların hatırlamak isteyeceği, zamanla ölümsüzleşecek yapılardır. Mimar olarak bu eserleri tasarlarken, kültürümüze ve tarihimize saygı duyar, geçmişin mirasını bugüne taşımayı amaçlardım. Bu yolda arı gibi çalışarak eserler çıkartmak isterdim. Osmanlı dönemindeki padişahlar mimari eserlere büyük önem vermişlerdir. Özellikle camilerde çinilerin kullanılması, mimarlara ve sanat insanlarına değer verilmesi, ülkenin her tarafında bir çok eserlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Eğer bir mimar olsaydım, her tasarımımda insanlık için kalıcı bir iz bırakmaya, tarihi ölümsüzleştirmeye çalışırdım. Yapılarım, insanların hayatını kolaylaştıran, onları mutlu eden ve toplumsal hafızayı yaşatan eserler olurdu. Teşekkür ederim. Aşağıdaki mimari eserleri inceleyiniz. Yaptığınız araştırmada bu eserlerle ilgili edindiğiniz bilgileri sınıf arkadaşlarınızla paylaşınız. Türkiye’deki tarihî değeri olan yapıların ve eserlerin, doğal güzelliklerin korunmasına yönelik önerilerinizi söyleyiniz.Cevap: Yıldız Sarayı, İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde bulunan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyıldaki önemli yapılarından biridir. Sultan II.Abdülhamid tarafından 19. yüzyılın sonlarında inşa ettirilmiştir ve Osmanlı padişahlarının ikametgâhı olarak kullanılmıştır. Süleymaniye Camii, İstanbul’un en büyük ve en ünlü camilerinden biridir. Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1550-1557 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Mimar Sinan’ın başyapıtı olarak kabul edilen cami, mimari zarafeti ve ihtişamıyla dikkat çeker. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Türkiye’nin Sivas iline bağlı Divriği ilçesinde bulunan, 12. yüzyıldan kalma önemli bir yapı kompleksidir. 1228-1229 yılları arasında Mengücek Beyliği tarafından inşa ettirilmiştir. Efes Antik Kenti, Türkiye’nin İzmir ilinde, Selçuk ilçesi yakınlarında bulunan önemli bir antik yerleşimdir. M.Ö. 10. yüzyıla kadar uzandığı düşünülen Efes, Roma döneminde Asya’nın en büyük şehirlerinden biri haline gelmiştir. Antik dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı burada bulunuyordu. Ülkemizdeki tarihi eserlerin korunması için, insanların eğitilmesi, bu eserlerin önemi hakkında çeşitli programlar yapılmalıdır. Özellikle sosyal medya ve reklam tarzı tanıtıcı ve bilgilendirici kısa videolar yapılmalıdır. Buraları gezen insanların dikkatli ve özenli olması gerekir. 6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 164. Sayfa Cevapları Yıldırım YayınlarıDüşünelim, YazalımAşağıdaki metni okuyunuz. “Ben olsaydım nasıl yazardım?” düşüncesinden hareketle metni kendi ifadelerinizle yeniden yazınız. BAHÇE Tabiatın her güzelliğinde kalbimize gülümseyen bir anlam var. Bu kendi hâlinde, gösteriş düşünmeyen, kendiliğinden bir güzellik. Bir dere içinde, iki taş arasına sıkışmış bir çiçek, gözlerden uzak kuytu bir köşecikte öyle gelişir. Sanki kendi âleminde yalnız kendisi için güzeldir. Ne biz görelim diye doğmuştur ne bir başka varlık ona imrensin diye yaşar. Bir bahar sabahı bahçenizde çalışıyorsunuz. Toprak yumuşak, kabarmış, sıcak; parmaklarınızla karıştırıyorsunuz. İşte bir cana değdiniz; bir tohum filizleniyor, kendiliğinden doğuyor. Sessizce, kimse duymadan çatlamış. Körpe, yeni göveren bir uç kendine yavaşça yol açıyor. Havaya, ışığa ulaşacak, güneşten payını isteyecek. Ötede geçen yıl diktiğiniz bir fidan gülümsüyor. Tomurcuğu, yumuk dudaklar gibi. Biliyorum onun da bir sesi, bir dili var ama benim duyularımın dışında. Bu ses kendi güzelliğini mi över, bir şarkı mıdır, bir dua mıdır? Bahçe, insanı yalnız bir gün, bir saat oyalamaz, bir ömür boyunca düşündürür, dinlendirir, eğlendirir. Yaşamak sanki onda özleşmiştir; günleri, ayları, yılları doludur, her an anlamlıdır. Bir bahçede baharı gözlerinizle görür, ellerinizle okşayabilirsiniz. Mevsimler dudaklarınıza kadar uzanır; bir demet çiçekle, bir tabak yemişle odanızı, sofranızı süsler. Yazın, kışın geldiğini ağaçlardan öğrenirsiniz. Cevap: BAHÇEİnsan, bahçesinde çalışırken sadece elleriyle değil, ruhuyla da dokunur. Bir çiçek, bir yaprak, bir dal; her biri, başka bir dünyayı anlatır. O bahçenin içinde zaman geçer, ama bir yandan da zamanın dışına çıkar, kendinizi sadece o anın içinde bulursunuz. Bazen bir fidanın yeni tomurcuklanmasını, bazen de bir kuşun ağacın dalında yaptığı hareketi izlerken, yaşamın her anının ne kadar değerli olduğunu fark edersiniz. Bahçe, bir meditasyon gibidir; sizi yavaşlatır, düşüncelerinizi berraklaştırır ve size huzur verir. Bahçeniz büyürken, o küçük tohumlardan dev ağaçlara dönüşürken, siz de büyürsünüz. Bir zamanlar sadece toprakla, suyla, güneşle uğraşırken, şimdi bahçenizle birlikte büyüyen bir yaşamın parçası haline gelirsiniz. Tıpkı bir çiçeğin kendiliğinden güzelleşmesi gibi, bahçeniz de zamanla kendiliğinden bir anlam kazanır. Ve bu anlam, her anı yeniden yaşamanızı sağlar. Araştıralım, Hazırlanalım Çeşitli kaynaklardan Kemal Sunal’ın sinema filmlerinde canlandırdığı karakterler hakkında bilgi edininiz. Cevap: Özellikle komedi türündeki filmlerle tanınan Sunal, “şehirlileşen köylü” tiplemesi ve saf, naif ama aynı zamanda cesur karakterleriyle izleyicilerin kalbinde yer etmiştir. Şaban, Kibar Feyzo, Salako, Tosun Paşa, Davaro, Sakar Şakir en bilinen oynadığı karakterlerdir. |
Forum Diriliş | Yasal Uyarı |
Sitemizde bulunan tüm yazılar, konular, içerikler yol gösterici nitelikte genel bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. |